Perşembe, Eylül 10, 2020

Nedir Bu Açık Süt Modası?

Erken uyumayı deniyorum bir süredir. E tabi vücut alışmış geç saate, hemen uyum sağlayamadı. Ben de bu yüzden tıpkı çocukluğumdaki gibi ballı süt içmeye başladım. Normalde çok fazla süt içme alışkanlığım yoktu. Halbuki severim de. Neyse işte her akşam süt içmeye başlayınca haliyle markette de alışveriş sepetime daha fazla süt eklemeye başladım. 



Tam da bununla ilgili bir hikaye anlatacağım size…
Dün markette yine süt reyonunda seçim yapmaya çalışırken yakınımda bir kadın belirdi ve kınayan gözlerle bir bana, bir de elimdeki ambalajlı süte baktı. Ben de dayanamam böyle durumlarda, hemen bir sıkıntı mı var diye sordum. Meğer hanımefendi kutu süt almama takılmış.  Doğal ve organik sütler açıkta satılırken, neden marketten kutu süt aldığımı sordu. Sağlığımız konusunda bu kadar hassasken; ben de ambalajlı ve açık sütler hakkında bildiklerimi tek tek açıklamak istedim. 

1- Açık sütler doğal ve organik değildir. Organik sertifikası olmayan hiçbir gıda için organik diyemeyiz.
Piyasada çeşitli markalarla satılan açık sütler var. Bunlar hangi denetimlerden geçiyor, hangi koşullarda üretiliyor bilmiyoruz. Çünkü açıkta satılan sütler denetlenmeyen kayıt dışı sütler. Kaynağını bilmediğiniz, denetimden geçmeyen bir süte doğal denilemez.
2- Ambalajlı sütler katkı maddesi eklenmeden kutulandığından sağlıklıdır.Çiğ sütler tüm dünyada ambalajlanmadan önce ısıl işlemden geçirilir. Böylece insanlarda ciddi hastalık riski oluşturabilecek etkenler sütten tamamen uzaklaştırılır. Açıkta satılan sütler herhangi bir işlemden geçmediği için bu ciddi sağlık riski her zaman var.  
3- Çiğ olarak tüketime sunulan açık sütlerde soğuk zincir sağlanamadığından, tüketiciye ulaşana kadar geçen taşıma sürecinde bakteriler çoğalır.
4- Açık sütler alındıktan sonra evde uzun süre kaynatılır. Bu kaynatma esnasında vitamin ve besin kaybı yaşanır. 



Ben tabii ayaküstü kısaca tüm süreci anlattım hanımefendiye. Ki bunları bilmek için uzman olmaya gerek olmadığını, kısa bir araştırmayla ve biraz daha bilinçlenerek bu bilgilere kolayca ulaşabileceğini vurguladım. Ön yargıları kırıldı ve konuşmanın sonunda bana hak verdi. Söylediklerim hanımefendide ne kadar etkili olmuştur, açık süt alma alışkanlığından vazgeçebilir mi bilmiyorum ama en azından bir kişiye daha, doğru bilinen yanlışlar hakkında bilgi verdiğim ve sağlık gibi önemli bir konuda bu yanlışların ne tür tehlikeler barındırdığını anlattığım için mutluyum. Bir yandan da insanlara, araştırmadan etmeden körü körüne bir şeylere inandıkları için de kızıyorum.  Tüm dünyada olduğu gibi, ısıl işlemden geçen ve besin kaybına uğramayan kutu sütlerden güvenle tüketmek varken, macera aramak neden gerçekten anlamıyorum. 
Siz siz olun, bilmediğiniz sütleri kullanmayın. Güvenli ve denetimli, ambalajlı sütün rahatlığını bırakıp macera aramayın. Benden söylemesi. 
 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

Pazar, Eylül 06, 2020

KIRMIZI BİBER ÇORBASI TARİFİ

Çorba tarifleri, videolu tarifler ve kırmızı biberli çorba
Çorbaları seviyorum ve bu çorbayı da sevdim. Hem yaz çorbası çünkü taze mis kokulu domatesler ve yine canlı kırmızı ve etli kapya biberler yazın mis kokularıyla harika bir çorba ortaya çıkarıyor. 
Daha öncede kırmızı biberli bir çorba tarifi vermiştim. Onda tavuk suyu ve tavuk eti vardı. Bu çorbada et yok ama isterseniz et suyu veya et koyabilirsiniz. Evet tarife geçiyorum.
Kırmızı Biber Çorbası Nasıl Yapılır?
5-6 kişilik
Malzemeler:
  • 5 adet kırmızı biber (kapya biber)
  • 2 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 yemek kaşığı sıvı yağ
  • 1 adet kuru soğan
  • 2 yemek kaşığı un
  • 2 diş sarımsak
  • 2 adet domates
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1/2 çay kaşığı karabiber
  • 1/2 çay kaşığı kırmızı pul biber
Sosu İçin:
  • 1 yemek kaşığı sıvı yağ
  • 1 çay kaşığı tereyağı
  • 1 yemek kaşığı kuru nane
Kırmızı biberleri fırının ızgara kısmında en yüksek derecede 15 dakika kadar közleyin.
Biberlerin kabukları kararıp yanana kadar pişirin.
Soğuyunca kabuklarını soyun ve küçük doğrayın.
Kuru soğanı da küçük küpler halinde doğrayın.
Domatesleri rendeleyin. Sarımsağı rendeleyin.
Tencereye tereyağını ve sıvı yağı ekleyin.
Eriyince kuru soğanı ve sarımsağı ekleyin bir kaç dakika kavurun.
Unu ekleyin. Karıştırarak 1-2 dakika kavurun.
Domates rendesini biberleri ekleyin.
5 su bardağı suyu katın. Topaklanmaması için  kaynayana kadar devamlı karıştırın.
Tuz,karabiber,kırmızı pul biberi ekleyip 20 dakika kısık ateşte pişirin.
Blendırdan geçirin. (isteğe bağlıdır. İsterseniz az geçirin veya hiç geçirmeyip taneli çorba yapın)
Sos için sıvı yağ, tereyağı ve naneyi 1 dakikalığına pişirin.
İster servis sırasında isterseniz hemen çorbaya dökün.
Afiyet olsun.