Gezi yazılarıma bir yenisini daha eklemek için düşünürken bir kaç sene evvel gittiğim Barselona gezim aklıma geldi. Çok keyifli bir yaz haftasıydı. Kızım Ceren'le geçirdiğimiz her günü birbirinden güzel 1 hafta. Gezimin ayrıntılarını hatırlamaya ve bir taslak hazırlamaya çalışırken aklıma güzel bir fikir geldi. Kızımın, şimdi işlerinin yoğunluğu nedeniyle ilgilenemediği Blogunda yazdığı harika İspanya yazıları vardı. Neden onları sizlerle paylaşmayım dedim. Kızıma sordum. Sağolsun olur dedi. Şimdi hiç yorulmadan kızımın harika yorumlarıyla İspanya Macerası adı altında bir kaç bölümden oluşan yazılarım oldu. Umarım bana tembel ve bedavacı demezsiniz :) Gerçi bölümlerin sonunda ben de kısa da olsa bir yazı paylaşmayı düşünüyorum. Şimdi sizleri Ceren'imin keyifli yazısıyla baş başa bırakıyorum. İşte ilk bölüm:
Havaların bu hali nedir? Tamam kış mevsimindeyiz anladım ama hani şımarık çocuklar gibi "bana nee bana nee" diye ağlayabilirim. Yani insanın boş zamanı olunca havanın karlı, yağmurlu, soğuk falan olması şart mı? Yani ya donacağız ya da dolmuşta falan nemden nefes alamayacak hale geleceğiz. Üstelik de herkes hasta. Resmen 7 gün 24 saat boğucu pazar akşamı hissiyatıyla geçiyor. Evde vakit geçirmek için bundan uygun zaman olamaz! Evde de vakit en iyi okuyarak ya da yazarak geçiyor bu aralar. Hazır havalarla da pek iyi anlaşamazken kendi kendime otur oturduğun yerde ve yaz dedim. Müjdemi vereyim: Sıcak iklime doğru yol alıyoruz. Elimden geleni yapıp, oraların sıcak ve olumlu enerjisini sizlere geçirmeye çalışacağım. Henüz İspanya'ya yol almamış olanlarınız, umarım yazılarımdan sonra elinde haritası, boynunda fotoğraf makinasıyla kendilerini orada bulacaklar.
Barcelona macerası: Bir yılını bu enerjik şehirde geçirmiş şanslılardanım. Döndükten sonra, geçmiş bir yıl için hayat hiç böyle siesta (öğlen uykusu) ile fiesta (festival)arası olmamıştı dedim. İşte o mutlu mesut hissiyatın bir kısmını sizlere geçirebilirsem ne alâ. Şimdi işte oraları anlatmanın zamanıdır. Planım şu: Kahvaltısından Tapasına, Turist Gezisinden Gece Eğlencesine bölüm bölüm anlatmak. Yani tahmin de ettiğiniz gibi ilk yazı İspanyol Kahvaltı Kültürü üzerine. Oralarda olmasa da belki evde denersiniz diye ufaktan tariflerle yazacağım. Giderseniz de nerde bulur, yersiniz onu da söyleyeceğim. Hadi bakalım buyrunuz efendim...
Barcelona'ya ilk gittiğim gün, oranın buranın fotosunu çekmekten kendimi alıkoyduğum bir an kendime ilk sorum ne yiyeceğim ki ben oldu. Tabii ki Avrupa'nın hiçbir yerinde buraların ki gibi zengin kahvaltı olmadığını bildiğimden sandviç falan arıyorum. Sonra gözüme bir kafe çarptı oturdum. O gün ne yedim, nasıl yedim anlatmayacağım. Böyle anlatmakla bitecek gibi değil çünkü kahvaltı olayı. Açık net, oralar için zor bir öğün kahvaltı. İspanyol kültüründe kahvaltı diğer öğünlere kıyasla biraz zayıf. Çok çeşit yiyip enerjiyi birden çok şeyden alacaklarına, genellikle daha karbonhidrat ağırlıklı beslenip az miktarda yiyecekten almayı tercih ediyorlar. Buna da bağlı olarak, genellikle, kahvaltıları tatlı ağırlıklı bir öğün haline geliyor. Tuzlu yok demiyorum, hatta bendeniz daha çok tuzluların dan tükettim, ama tatlı yiyecekler büyük bir kesimin tükettiği besin. Ben de size aktarırken tatlı, tuzlu ve içecekler diye ayırdım. Hadi başlayalım.
Torrija(s). Madrid orijinli yumurtalı ekmekler. Fakat son derece tatlılar öyle ki insanı şeker komasına sokabilir. Ama güzel yani herkes evinde damak zevkine göre şekerini ayarlayabilir. Nasıl yapıldığına gelirsek süt, şeker, tarçın ve limon kabuğu tencerede ısıtılıyor. Süt aromaları içine alınca önceden dilim dilim kesilmiş baget ekmeğiyle buluşturuluyor. Ekmeklerin sütü tamamen çekmesi bir saat falan sürüyor. Sonra ekmekleri önce biraz una, sonra yumurtaya bulayıp kızgın yağa atıyoruz. Bana sorarsanız azcık yağla da güzel oluyor ama aslı yağlı tabi. Sonrasında bir tabağa alınan ekmeklerin üzerine şeker ve tarçın karışımı dökülüyor. Bunla da yetinmeyip üstüne bir de tatlandırıcı şurup ekleniyor. İşte size adeta şekerden yapılmış bir kahvaltılık. Tabii şunu söylemem de gerek, İspanyollar tek başına bunun bir ya da en fazla iki tanesini yiyip, kahvaltılarını bitiriyorlar. Düşünebileceğiniz gibi on tane ya da bizim kahvaltının yanına falan konulup zor yani. Gidip dışarıda torrija demenizi tavsiye etmiyorum çünkü yapması oldukça basit ve maliyetsiz. Ama evde bir yapıp deneyin derim. Tadı gayet güzel. Okunuşunu merak edenlere: torriha(s).
Churro(s). Torrija'yı sevdim fakat biraz daha çıtır ve küçük olsalar diyeninize gelsin: Churros. Barcelona'da çoğunlukla çikolata sosuyla ve bolca şeker serpilmiş olarak servis edilen Churros, evlerde de kahvaltıda tüketiliyor. Yapılışı ise şöyle: Tencerede su ve tereyağı ısıtılıyor ve eriyince içine un ekleniyor ve iyice karıştırılıyor. Bu aşamadan sonra karışıma şeker, az miktar tuz ve yumurta eklenip cıvık bir karışım elde ediliyor. Daha sonra bu karışım krema şekillendirme aparatıyla 10'ar cm'lik çubuklar halinde kızgın yağa atılıyor. Piştikten sonra ise üzerine Torrijas'da olduğu gibi şeker ve tarçın karışımına bulanıyor. Kahvaltıda yenebileceği gibi günün herhangi bir saati atıştırmalık olarak da yenilebiliyor. Churros'un Meksika'da oldukça sevildiğini de belirtelim. Aslında İspanya'ya da Portekiz'den transfer olduğu, onların da Çinlilerden arakladığı söylentiler arasında. Doğrusunu bilemiyorum tabii ki. Aslen Madrid kahvaltılarının baştacı olsa bile Barcelona'ya da giderseniz Churros deneyin derim. Ben Dulcinea adlı La Rambla'ya oldukça yakın olan, Petritxol Sokağında (Carrer de Petritxol) yediğimi beğenmiştim, size de tavsiye ederim. Nasıl okuyacağız diyenlere: çurro(s).
Magdalena(s). İspanyanın Aragon özerk bölgesinden yayıldığı söylenen küçük pofuduk kekler. Kahvaltıda çoğunlukla tüketilen kekler, meyveler veya çikolata gibi malzemelerle tatlandırabiliyorsunuz. Benim de orada bulunduğum sürede gün içinde tüketmeyi en sevdiğim hamur işlerindendi. Yapılışı ise: Şeker ve oda sıcaklığındaki tereyağı iyice karıştırılıyor. Karışımın içine sırayla yumurta, kabartma tozu, un ve herhangi bir ek malzeme katılarak tek tek çırpılarak yediriliyor. Sonra da kağıt kek kalıplarının içinin yarısı dolacak şekilde doldurulup, fırına veriliyor. Bu kekçiklerin en güzel yanı da 10 lu paketler halinde marketlerde satılıyor olması. Ben La Rambla üzerinde bulunan Carrefour'dan alıyordum, tatları da gayet güzeldi. Tavsiye ederim.
Rosquilla
Rosquilla(s). Donut severlere gelsin Rosquilla. Tatlı ötesi bu hamur işinin alışıla gelenden farklı bir tarfini sizinle paylaşacağım. Sevgili bir dostumun büyükannesinin tarifini. Şöyle ki yumurta, süt, zeytin yağı, limon kabuğu, bir tutam tarçın ve bir tutam öğütülmüş anason karıştırılıyor. Başka bir kapta karıştırılan un ve kabartma tozuna elde edilen karışıma dökülüyor ve kulak memesi kıvamında bir hamur elde edene kadar elle yoğuruluyor. Sonra uzunlamasına elle yuvarlanıp dört-beşer cm lik kalınlıkta kesiliyor ve ortası elle delinip şekil veriliyor. Elde edilen rosquillas kızgın yağa atılıyor. Son olarak fazla yağı peçeteyle alınıp, tarçın ve esmer pudra şekeriyle kaplanıyor. Aslına bakarsanız dışarıda da kafelerde de resimde gördüğünüz gibiler satılmıyor değil fakat tadı ve görünüşüyle farklı olan büyükanne tarifini bulma imkanınız çok düşük. Kolları sıvayıp kendiniz yapmaktan başka çareniz yok gibi. Okunuşu: roskiya(s).
Bollería. Genellikle yağlı milföy hamuruyla yapılmış hamur işleri. Fotoğrafta da görüldüğü üzere kruvasan da dahil olmak üzere farklı çeşitleri vardır. Genellikle dışarıda yapılan hızlı kahvaltılarda, her türlü kafede bulunduğundan tercih ediliyor. Kahvaltıda bu kadar tatlı hamur işi tüketmeye alışık olmayan bizler için ise gün boyu tap tatlı atıştırmalık işte. Lakin uyarmadı demeyin, ne kadar erken yerseniz taze bir hamur işi bulma ihtimaliniz o kadar artar, zira çoğunlukla bayatlamış ve tadı kaçmış hale geliyorlar. Eğer kruvasan ya da milföyle yapılan bu hamur işlerinin delisi iseniz ya da iyisinden denemek istiyorsanız Barcelona'da La Rambla üzerindeki Escriba adlı pastaneye uğrayınız. Bu pastanenin kökeni 1906 yılına dayanıyor. Barcelona'daki herhangi bir pastaneden daha pahalı olduğunu söyleyebiliriz ama bana sorarsanız her kuruşuna değiyor. Escriba'yı anlatmaya kalksam ürünleri ve tarihi hakkında uzunundan bir yazı çıkar meydana. Bakarsınız önümüzdeki günlerde yazarım. Yeter ki siz gidin, görün ve tadın. Okunuşu: boyerya.
İspanyollar kahvaltıda hamur işi dışında şekerli olarak bal, reçel ya da marmelat da tüketiyorlar. Çoğunlukla evde yapılan kahvaltıları zenginleştiriyor bunlar diye düşünüyorum çünkü ben dışarıda pek rastlamadım. Zaten herhangi bir yerde İspanyol Köy Kahvaltısı falan gibi bir şey görürseniz şaşırın! Eğer ciddi ciddi öyle bir şeyler falan görürseniz de deneyin ve bana da anlatıverin. Evet kahvaltıda yenilen tatlılardan benim seçtiklerim bu kadar. Tabii ki benim bilmediğim ve çok lezzetli bir şeylerin de olabilitesi var fakat en yaygınları bunlar. Bana güvenebilirsiniz efendim. Siz bunların ağırlığından kurtulmadan, tuzlulardan ve içeceklerden bahsetmek olmaz diyorum. O nedenle burada mola verip, bir sonraki paylaşıma atıyorum taşı.
KAYNAK:
http://expresssociety.blogspot.com.tr/2012/02/havalarn-bu-hali-nedir-tamam-ks.html