Şekerpare

 Ramazanın bitmesine sayılı günler kaldı. 2 gün sonra Ramazan bayramını kutlamaya hazırlanıyoruz. Tabi bayramda ikram edilecek tatlıları şimdiden sipariş vermek, almak veya yapmak gerekiyor. Ben de bu sene hazır bir şeyler almak yerine kendim yapmak istedim. Hem lezzetli, hem yapması kolay, çok pratik bir tatlı yapmayı seçtim. Şekerpare gerçekten çok sevdiğim bir tatlı. Yufkası kalın oldu, kıvamı tutmadı gibi sorunlarla karşılaşmayacağın ve lezzet olarak ta çok beğenilecek ve görseli de güzel bir tatlı.

GLUTENSİZ UNLU TİRAMİSU

Glutensiz beslenme ve Çölyak hastalığıyla ilk tanışmam marketlerin düşük kalorili yiyeceklere ayrılmış reyonlarında, diyetim sırasında yiyeceğim bir şeyler araştırırken olmuştur.
Gerçi o zamanlar üzerinde glutensiz bisküvi veya glutensiz un yazan paketler görmüş ama pek o kadar da ne olduğunu, ne anlama geldiğini merak etmemiştim. Birkaç yıl öncesine kadar da çoğumuzun bu hastalık hakkında fazla bir bilgisi yoktu. Hatta hiç duymamış  bile olabilir bazılarımız. Bu benim için de geçerliydi taki bir arkadaşımın Çölyak hastası olduğunu öğrenene kadar.
İşte o zaman internette araştırmalar yaptım. Yaşam boyu bu hastalıkla yaşanması gerektiğini ve hastalarının birçoğumuzun her gün yediği birçok yiyeceğin içinde bulunan buğday, arpa, çavdar soya vs. glutenli gıdaları yediklerinde sindirim sistemlerinde geri dönüşü olmayan zararların oluştuğunu öğrendim. Ancak şunu söylemeliyim ki günümüzde Çölyak hastaları çok daha şanslı durumdalar. Artık bir çok markette glutensiz gıdalar satılmaktadır.
İşte bugün size tarifini vereceğim Tiramisu, Çölyak hastası arkadaşımı çaya davet ettiğimde yaptığım tatlıydı. Bu sürprizime çok sevinmişti. Onu mutlu görmek benide çok mutlu etti.

SOĞAN VE MAYDANOZLU, KAŞARLI ÇÖREK

Şimdi fotoğrafa bakınca zaten bildiğimiz bir rulo çörek diyeceksiniz. Değişik bir şeyi yok diyeceksiniz. Her yerde gördüğünüz ve mutlaka tattığınız bir tuzlu rulo çörek gibi görecek ve ilginizi çekmeyecek. Olabilir. Ama ben bir kerecik de olsa denemenizi tavsiye ediyorum.
Çörek ağzınızda erirken size hissettirdiği bildiğiniz aşina olduğunuz bir tat olmayacak. Hamurunun biberli tadı, soğanla ve maydanozla ve kaşarla birleşip içindeki köriyle bütünleşerek o kadar hoş değişik bir tat ortaya çıkarıyor ki.
İkram ettiğiniz ev halkı ve misafirleriniz içinde ne olduğunu merak edecekler. Pizza, pide, çörek, baharatlı bisküvi yada hepsinin karışımı bir tat. Evet yani kısacası lütfen deneyin. Herkesin hoşuna gidecek.

SOĞAN VE MAYDANOZLU, KAŞARLI ÇÖREK:
8 adet
Malzemeler:
Hamuru için:

• 12 tepeleme yemek kaşığı un
• 10 yemek kaşığı süt
• 5 yemek kaşığı su
• 1 çay kaşığı tuz
• 1 tatlı kaşığı tatlı toz kırmızıbiber
• 1 tatlı kaşığı kabartma tozu

İç harcı için:

• 50 gr. tereyağı 
• 6 adet taze soğan
• yarım demet maydanoz
• 4 çorba kaşığı kaşar peyniri rendesi
• 1/2 çay kaşığı tuz
• 1/2 çay kaşığı köri (isteğe bağlı)

Unu derin bir kaba eleyin. Ortasını açarak tuzu, kabartma tozunu, biberi katıp karıştırın. Sonra süt ve suyu ilave edip iyice yoğurarak yumuşak bir hamur hazırlayın. Buzdolabında 20 dakika  dinlendirin. 

Diğer tarafta içini hazırlamak için yeşil soğanı temizledikten ve iyice yıkadıktan sonra ince kıyın. Maydanozu da aynı şekilde kıyın. Kaşarı rendeleyin.
Bir tavaya tereyağını koyup eritin. Yeşil soğanları ilave edin. 5-6 dakika yumuşayana kadar soteleyin. Maydanozları katın. Tuz ve köriyi katın. Ocaktan alın ve soğuyunca rende kaşarı ilave edin.

Dinlendirdiğiniz hamuru unladığınız bir zeminde merdane yardımıyla yaklaşık 30 cm  ebadında pizza hamuru gibi açın. İncelik her tarafında eşit olsun.
İç harcı üstüne eşit şekilde yayın. Sonra bir bıçak yardımıyla sekiz eşit parçaya bölün.
Geniş kısımlarından başlayarak ince uç kısma doğru rulo şeklinde sarın.Yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine yerleştirin. Üzerine toz kırmızıbiber serpin. Önceden ısıtılmış 200 derecelik fırında üzeri pembeleşene kadar yaklaşık 10 dakika pişirin.
Pişer pişmez fırından alın. Yoksa kenarlarından eriyip akan peynir yanmaya başlıyor. Afiyet olsun.

NOT: Özellikle söylemek istediğim körinin çok baskın bir baharat olması. Çünkü köri bir çok baharatın karışımından oluşan bir baharatlar bütünü.  
Orijinalinde 1 tatlı kaşığı köri kullanılıyordu. O şekilde yaptığım çöreklerde köriyi çok fazla buldum. O yüzden yarım çay kaşığına indirdim. 
Siz isterseniz dahada az,  bir tutam kadar ilave edebilirsiniz. Size kalmış. 

ZENCEFİLLİ KURABİYE

Zencefili severim. Ya siz? Özellikle soğuk algınlığında çayıma bir dilim zencefil eklerim. Rahatlatır, terletir, mide bulantısını önler, ağrılara iyi gelir.
Zencefilin değişik hafif acı hoş bir tadı ve kokusu vardır.Çorbalara, keklere, kurabiyelere hoş bir tat verir. Şimdi zencefil severlerin hoşuna gidecek bir kurabiye tarifi vereceğim.
ZENCEFİLLİ KURABİYE TARİFİ:
6-8 Kişilik
Malzemeler:

• 2,5 su bardağı un(15 tepeleme yemek kaşığı)
• 1 yumurta
• 2 tatlı kaşığı rende veya toz zencefil
• 2 çay kaşığı tarçın
• 3 yemek kaşığı esmer şeker
• 8 yemek kaşığı pekmez
• 125 gr. oda sıcaklığında yumuşatılmış tereyağı
• 1 paket vanilya
• üstüne serpmek için toz şeker(isteğe göre)

Esmer şekerle tereyağını krema haline gelene kadar mikserle çırpın. Yumurtayı ilave edin.
Sonra tarçını, zencefili, pekmezi, vanilyayı ekleyip çırpın. Unu yavaş yavaş ekleyin ve ele yapışan bir hamur elde edinceye kadar yoğurun.
Fırını 160 dereceye ayarlayın. Fırın tepsisine yağlı kağıt serin ve hamurdan kaşık yardımıyla parçalar koparıp aralıklı olarak tepsiye dizin.
İsterseniz üzerine toz şeker serpip önceden ısıttığınız fırında yaklaşık 15- 17 dakika pişirin. Afiyet olsun.

NOT: Kurabiyeyi isterseniz ceviz veya fındık ilave ederek yapabilirsiniz. Ben bir kaç tane cevizli yaptım. Çok güzel oldu.
ÖLÇÜLER: Bazı tariflerimde kullandığım tepeleme yemek kaşığı ibaresi, yemek kaşığını malzemeye rastgele daldırıp çıkarttıktan sonra,  kaşığı hafifçe 1-2 kere sert bir yere tıklattığınızda kaşık üstündeki fazlalığın birazının döküldükten sonra kalan miktardır.

KIRMIZI BİBER ÇORBASI

Ve nihayet ilk çorba tarifimi veriyorum. Tarifim kırmızıbiber çorbası. Besleyici ve lezzetli bir çorba.
Genelde çorbalarıma tavuk suyu katmamaya özen gösteririm. Çünkü kızım tavuk suyuyla yapılmış çorba veya pilav sevmez. Kırmızıbiber çorbasına da katmayacaktım ama içinde tavuk olduğu için suyunu katmanın bir sakıncasını görmedim. İyiki de katmışım. Çok lezzetliydi. Kızımın, anneciğim beni şaşırtıyorsun kesinlikle yemeyeceğim yemekleri bile büyük bir beğeniyle yemeğe başladım diyeceği kadar hoş bir çorbaydı. Umarım sizde beğenirsiniz.

ETLİ BEZELYE

İşte klasik yemeklere bir örnek daha. Kuşbaşı etli bezelye yemeği. Küçük kızımın çok sevdiği yemeklerden bir tanesi. Bezelye yemeği yaptığım zamanlarda eğer evdeyse hemen ben yapacağım diye tutturur. Bende zevkle ona bırakırım. Hem yemek yapmaktan kurtulmanın keyfiyle hemde kızımın yemek yapmayı bu kadar sevmesinin verdiği gururla kenara çekilip onu seyrederim. İki kızımda mutfakta vakit geçirmeyi severler.      Yaratıcılıklarını kullanarak yeni yemekler icat etmeyi sonrada bize tattırıp onay almayı çok severler. Ben inanıyorum ki bir gün sizlere yeni icat olmuş yemekler kategorisi bile yapabilirim.

ETLİ BEZELYE YEMEĞİ TARİFİ:

6 kişilik

Malzemeler:

• 250 gram kuşbaşı dana eti
• 2 su bardağı taze bezelye
• 2 orta boy patates
• 2 orta boy havuç
• 2 çarliston biber
• 1 büyük boy kuru soğan
• 1 tepeleme yemek kaşığı domates salçası
• 2 yemek kaşığı sıvıyağ veya 1 yemek kaşığı tereyağı
• 1 tatlı kaşığı tuz
• 1 çay kaşığı karabiber
• kırmızı pul biber (isteğe bağlı)
• ince kıyılmış dereotu(süslemek için/isteğe bağlı)

Bir tencereye yağı ilave edip etleri katın ve etler suyunu salıp çekene kadar kavurun. Kuru soğanı ince doğrayın suyunu çekip kavrulmaya başlayan etlere ilave edin. Bu arada biberleri de küçük yemeklik ebatta doğrayın onları da ilave edin. Kavrulup pembeleşmeye başlayınca domates salçasını ilave edin bir iki kere karıştırdıktan sonra  2 su bardağı su ekleyerek kapağını kapatıp pişmeye bırakın. Kaynamaya başlayınca ateşi kısıp yaklaşık 20 dakika pişirin. Daha sonra küp şeklinde doğranmış havuç, bezelye ve patatesi de etlere ilave edin. Tuz, karabiber ve isteğe bağlı kaşığın ucuyla kırmızı pul biberi ekleyip yaklaşık 20 dakika daha kısık ateşte pişirmeye devam edin. Havuçlar yumuşadığı anda yemek pişmiş demektir. Servis ederken ince kıyılmış dereotuyla süsleyebilirsiniz. 

NOT: Benim tarifimde kullandığım bezelye taze bezelye idi. Eğer konserve kullanacaksanız yemeğin pişmesine 5 dakika kala katmanız yeterlidir. Aman unutmayın. Ayrıca 2 su bardağı su kısık ateşte pişirdiğiniz taktirde yemeğe yeterli geliyor ama suyunu çekerse yarım çay bardağı ilave ederek yemeğin sonuna kadar su durumunu kontrol edebilirsiniz.